Bir bebeğin dünyaya gelişi ve ailesine katılışı o ailedeki herkes için yeni bir durumdur. Bu yeni
duruma tüm aile bireylerinin alışabilmesi, zaman gerektiren bir ihtiyaçtır. Ve bu yeniliği benimsemeye
çalışırken evdeki küçük kardeşlerin zihinlerinde birçok soru işaretinin oluşması kaçınılmazdır. ‘’ Ne
kadar da küçük… Ne zaman büyüyecek… Neden ağlıyor… Artık bizimle mi kalacak… Bütün bu soru
baloncukları ile şaşkınlıkları, heyecanları ve merakları aynı tavada kavrulmaya başlar. Ve yavaş yavaş,
sorularına yanıt ararlarken yeni duruma adaptasyon sağlarlar.
Kardeşe uyum sürecinde akışta kalmaya çalışan çocuk, sürece yetişkinlerin hatalı tepkileri dahil
olduğunda bu akıştan çıkabilir. Yetişkin, bu akışı bozmamak için yapılmaması gerekenleri yapmayarak
sürece yardımcı olur:
> Koşulsuz sevgiyle büyüyen bir çocuk, kardeşinin bu sevgiyi azaltacağına dair otomatik bir inanç
geliştirmez. Kardeşin kıskanılacak bir kişi olduğu bilgisini aslında yetişkin çocuğa ulaştırır, o yüzdendir
ki ‘’kıskançlık’’ kelimesini kullanıp çocuğa empoze edilmemelidir.
> Her çocuk, bir an önce büyümek ve ağabey-abla olmak ister. Ancak çocuğa, ağabey-abla olma
sorumluluğu yüklenirse durum can sıkıcı olabilir o yüzden çocuğa yapılan ‘’Siz kardeşsiniz.’’ İfadesi
daha birleştirici olacaktır.
> Çocuğa kardeşi olacağı haberi bir müjde gibi verilmelidir. Yeni kardeşin aile için sıkıntı ve zorluk
olabileceği algısının çocukta oluşmaması için, ebeveynlerin bebekle ilgili kaygılarını kardeşe
yansıtmaması daha sağlıklı olacaktır.
> Annenin, kendi fiziksel değişimi ve doğum süreciyle ilgili bilgileri çocuğunun yaşına uygun şekilde
açıklaması ve çocuğunun sorular sormasına olanak sağlaması, çocuğun henüz anne karnındaki
kardeşiyle bağ kurmasına yardımcı olacaktır.
> 3 yaşından büyük çocuklar, bebek alışverişi gibi hazırlık sürecine dahil edilebilir. Ancak hastane
kontrollerine birlikte gitme konusunda dikkat edilmesi gerekir çünkü çocuğun annesinin acı çekiyor
olduğuna inanması kaygı ve korku dolu olabilir. Anne, kardeşi görmek için gereken makinenin sadece
hastanede olduğunu açıklamalı ve acı çekmediğini, canının yanmadığını çocuğuna güvenilir bir şekilde
açıklamalıdır.
> Kardeşle tanışma anı; doğum gerçekleştikten ve annenin durumu normale döndükten sonra, sadece
anne, baba ve çocuklar baş başa olacak şekilde yapılmalıdır. Çocuğun kardeşine dokunmasına onunla
konuşmasına izin verilmelidir, bu bağ kurma açısından güçlendirici olacaktır.
> Doğum sonrası süreç için, ‘’Ellerini yıka kardeşine dokunmadan!’’ şeklinde kural koyan bir ebeveyn
tutumundan ziyade ‘’Bebeğe dokunmadan ellerimizi yıkamalıyız, ben unutursam hatırlatır mısın?
Hadi gel beraber yıkayalım.’’ şeklinde daha uygulayıcı bir model benimsemek çocuğun sürece
katılımını arttırması açısından daha pekiştirici olacaktır.
Mini Kulüp Çocuk Evi Psikolojik Danışmanları