Kişisel sınırların koruması ve mahremiyet eğitimi bebeklikten itibaren verilmeye başlaması gereken bir eğitimdir. Bu eğitimin siz ebeveynler tarafından çocuklara nasıl verilebileceği hakkında dikkat edebileceğiniz noktaları sizinle aşağıda paylaşıyoruz.

1. Özel bölgelerin eğitimini vermek.
“Denize girerken mayo veya şort giydiğin bölgeler özel bölgelerindir. Bu bölgelere hiç kimse dokunamaz ve dokunmak için soramaz. Tuvalette yardıma ihtiyacın olduğunda biz sana yardımcı olacağız. Bir de okulda tuvalete gitme ihtiyacın olduğunda öğretmenin sana yardımcı olabilir. Ancak biz ve öğretmenin de seni rahatsız edecek hiçbir şey yapmayacağız/yapmamalıyız. Temizliğine yardım edeceğiz sadece. Annen ve baban yanındayken gerekli durumlarda doktor görebilir, dokunabilir. Bu durum gerekli olduğunda annen ve baban olarak biz sana anlatacağız ama doktor da yine senden izinsiz dokunmamalı.  Ayrıca kimse senden kendisine özel bölgelerini göstermeni isteyemez. Sana başkasının özel bölgeleri hakkında resimler gösteremez.” demek ilk adımınız olacaktır.

2. Güvenli kişiler belirlemek
Çocuğunuzun en çok bulunduğu ortamlardan kişiler seçerek güvenli kişiler listesi oluşturup; sizin dışınızda bir yerde olumsuz bir durumla karşılaşırsa iletişim kurmasını sağlayabilirsiniz. Örneğin “annen, baban, öğretmenin, anneannen gibi…” böylelikle kendini güvende hissetmediği herhangi bir noktada destek alabileceği yetişkinleri bulacak ve durumu paylaşabilecektir.

3. Bu konuda sır olmayacağını vurgulamak
“Seni güvensiz ve huzursuz hissettiren bir şeyin asla sırrı olamaz. Eğer birisi huzursuz ve güvensiz hissettiğin bir şey için senin sır tutmanı isterse o an güvenli kişilerinden kim yakınındaysa onlara söylemen gerekir.” o anda destek alabilmesini kolaylaştıracaktır.

4. İyi ve Kötü Dokunuşu anlatmak

Çeşitli dokunuşlar vardır. Dokunuşlar duyguları paylaşmak içindir. İyi dokunuşlar bize kendimizi iyi hissettirir. Annemiz, babamız gibi güvendiğimiz, sevdiğimiz ve dokunmasına izin verdiğimiz kişilerin sarılması, yanağından öpücüğü, sırtını sevmesi gibidir. Kötü dokunuşlarsa bize kendimizi kötü hissettirir. Hoşlanmadığın, seni rahatsız eden her dokunuş kötü dokunuştur. Kötü dokunuşlar kızmana, korkmana, kafanın karışmasına ve üzgün hissetmene sebep olabilir. Bazı kötü dokunuşlar vurmak gibi can acıtmayabilir ama hoşlanmadığın her dokunuş kötü dokunuştur.

5. Bedeni hakkında kendisinin söz sahibi olduğunu vurgulamak
“Bedenin sana aittir. Birisinin öpmesini veya dokunmasını istemiyorsan onlara hayır diyebilirsin, sadece ellerini sıkıp tokalaşabilirsin. Bunları da yapmak istemezsen hiçbir şey yapmak zorunda değilsin. ” demek bedeni hakkındaki söz sahibinin kendisi olduğunu anlamasına ve beden koruması için daha dikkatli olmasına destek olacaktır.

4. Güvensiz hissetmenin ne demek olduğunu konuşmak
“Eğer tehdit edilmiş ve güvensiz hissedersen bedenin bazı sinyaller verir. Çok terleyebilir, titreyebilir, kalp atışların hızlı atabilir, ağlayacak gibi ya da korkmuş hissedebilirsin. Bunları hissedersen güvenli kişilerden birine bu durumu anlatabilirsin.”