Baharın gelişiyle birlikte, hareketliliğimizin arttığı bir döneme daha girdik…
Hormonlar ve beyin kimyamızdaki bir takım değişikliklere bağlı olarak, enerjimiz artarken; hem fizyolojik farklılaşmalar, hem duygusal dünyamızda dalgalanmalar yaşamamız olağan bir durumdur. Yetişkinler için bile durum böyleyken; baharın çocukların dünyasını etkilemesi kaçınılmazdır.
Soğuk, kapalı havaya uyanan çocukların, beyne dopamin ve serotonin hormonu salgılatan güneşin etkisiyle buluşması, uzunca süredir içsel olarak birikmiş enerjilerinin dışavurumunu kaçınılmaz hale getirir. Baharın gelmesiyle, çocukların bedensel duyumları hassaslaşır, çevresel uyarılmaları artar, metabolizmaları hızlanır, enerji ve hareket ihtiyaçları artar, duygusal dünyaları belirginleşir ve daha hızlı değişir. Beyinleri, keyif aldıkları aktiviteleri yapmaya, hazza daha fazla odaklanır. İçlerinden geldiği gibi davranma eğilimleri artar. Bu durumda çocuklar akademik olarak da etkilenebilirler. Özellikle okulda dikkatlerini toplamakta zorlanabilirler, okula gitmek, derslere girmek yerine dışarda olmayı tercih edebilirler.
Hareket etme isteği insanın doğasında var olan bir dürtüdür. Hareket etmek, özellikle çocukların fiziksel ve duygusal gelişimlerinde olmazsa olmazlardandır. Öncelikle hareket etme isteğinin çok doğal bir ihtiyaç olduğunu kabullenmek gerekir. Çocuğu iyi gözlemlemek, tanımak hareketliliği kontrol altına almanın başlıca yoludur. Bunun için de çocuğun hareketliliğinin; yaşına uygun olmayan, sınırları aşan, kendisine, başkalarına ve akademik gelişimine zarar veren nitelikte olup olmadığını gözlemlemek gerekmektedir.
Hareketliliği Desteklemenin ve Kontrol Altına Almanın Yolları:
Hareketliliği desteklemede ve kontrol altına almada öğretmenlere, ebeveynlere fazlaca iş düşmektedir. Önerileri ise şu şekilde sıralayabiliriz:
1) Çocuğunuzun gün içerisinde hareket ihtiyacına yönelik aktiviteler yapmasına izin verin.
Hareket etmek, çocuk olmanın en keyifli uğraşlarından biridir. Bir çocuğun hareket etmesi için çoğu zaman belirli bir amacının olması dahi gerekmez. Baharla bu hareket ihtiyacı artacağından, çocukların masa başı faaliyetlere dikkatlerini vermeleri çok zordur. Bu nedenle, çocukla yapılan faaliyetlerde hareketliliğe özel bir önem vermek gerekir. Çocuğun hareket etmesi dikkat dağınıklığına neden olmaz, dikkatin toplanmasını kolaylaştırır. Çünkü atılmayan enerji, zihni de devamlı meşgul edecektir.
2) Okul saatleri dışında çocuğunuza hareket edebileceği ortamlar hazırlayın.
Okul kuralların olduğu ve çocukların belirli alan ve sınırlar içerisinde olduğu bir yer olduğundan, özellikle okul çıkış saatlerinde enerji birikimi çocuklarda daha fazla olur. O nedenle, okuldan sonra çocukları; enerjilerini atmaları, sosyalleşmeleri için dışarı çıkıp oyun oynamaya teşvik etmek yararlı olacaktır.
3)Çocuğunuza nefes ve gevşeme egzersizleri öğretin.
Nefes ve gevşeme egzersizleri, dikkati geliştirmede son derece önemli çalışmalardır. Bu egzersizler, bedensel ve ruhsal enerjiyi dinginleştirerek dikkatin kısa sürede toplanmasını ve devamlılığını sağlayacaktır. Çocuğunuzun akşamları ılık bir duş alması, uykuya dalmasını kolaylaştıracağı gibi gevşemesine ve kaygılarını azaltmasına da yardımcı olacaktır.
4) Çocuğunuzu sportif ve sanatsal aktivitelere yönlendirin.
Çocuğunuzla, enerjisini doğru şekilde kullanabilmesi adına konuşarak, ilgi ve yönelimlerine uygun olan sanat ve spor aktivitelerinden bir ya da birkaçını seçip bu aktivitelere katılmasını sağlayabilirsiniz. Böylece, sevdiği bir aktivite ile meşgul olması çocuğun hem dikkat kalitesini olumlu yönde etkileyecek, hem de öz disiplin geliştirmesine yardımcı olacaktır.
5) Ev içerisindeki kural ve sınırlarınızı istikrarlı bir şekilde sürdürün.
Kural ve sınırlar her ne kadar çocuklar tarafından sevilmese de, çocuğa neyi yapıp neyi yapmaması gerektiği konusunda bir çerçeve çizdiğinden güvende hissettirir. Özellikle, havaların ısınması, biz yetişkinlerde bile bir esnemeye neden olurken çocuklarda da esneklik ihtiyacını arttırır. Özellikle, tatil süreçlerinin daha sık olduğu bir döneme giriş yaptığımız bu günlerde, esnetilen sınırlar çocukların okul ve sosyal ilişkilerindeki uyum ve oryantasyonunu olumsuz yönde etkileyebilir. Esnetilmiş ev içi sınır ve kuralların olduğu bir ortamdan okula dönen çocuk bu süreçte bocalayabilir ve davranışsal açılardan sıkıntı yaşayabilir. O nedenle, evde de kuralların ve sınırlılıkların var olması, akademik süreci de olumlu anlamda besleyecektir.
6) Çocuğunuzla “İsteklerini Öteleme” egzersizleri yapın.
Çocukların en tipik özelliklerinden biri de isteklerini ertelemekte zorlanmalarıdır. Bu konuda kural ve sınırlar ve bu süreçteki tutarlılık ve istikrarlı davranış kalıpları fayda sağlayacaktır. Kuşkusuz ki, istenilen bir şeyin yerine getirilmesi her çocuğun talebidir, fakat istekleri öteleyebilme noktasında zorlanan ve bu durumun davranışsal ve ilişkisel boyutunda sıkıntılar yaşanmasına neden olan durumlara gelmemesine dikkat edilmelidir. O nedenle, çocuklarınızla ev içi boş zamanlarınızda “isteklerini öteleme” egzersizleri yaptırmak yararlı olacaktır. Çocuk bir şey istediğinde, o isteği daha sonraki bir zaman diliminde yapmak ve bu süreyi beklemesini sağlamak, çocuğun sabır duygusunu geliştirecektir. Ancak burada önemli olan husus, ertelenme durumunda çocuğa verilen süre ve vakitte verilen sözün yerine getirilmesidir. Ve çabası için çocuk takdir edilmelidir. Aksi halde yerine getirilmeyen sözler çocukta güven kırıcı bir durum oluşturacağından, ebeveynleriyle çatışma yaşamasına ve aile dinamiklerinin zedelenmesine neden olabilir.
Mini Kulüp Çocuk Evi Psikolojik Danışmanları