Uyku, çocuğun sağlığı ve gelişimi için hayati bir ihtiyaçtır. Düzenli bir uyku ise insan sağlığı için vazgeçilmez bir unsurdur. Çocuğa uyku alışkanlığını erken yaşta kazandırabilmek, hem çocuğun zihinsel hem de fiziksel gelişiminde büyük rol oynar. Gelişimine katkı sağlamasının yanında aile bireylerinin huzuru içinde önemlidir. Anne-baba olarak çocuklar konusunda en çok sıkıntı yaşanılan konulardan biri olan çocukların uyku süreçlerinde sıklıkla; çocuğun gece yatağından kalkıp anne-babasının yanına gitmesi, çocuğun sürekli anne-babayla birlikte uyuması, bazı durumlarda çocuk üşüdüğü ya da korktuğu için anne-baba yanında yatmak istemesi veya ailenin yatırmak istemesi, çocuğun geç yatması, televizyon karşısında uyuyakalması, ebeveynin çocuğun yanında uyuyakalması, çocuğun gece ağlayarak uyanması, gece kabusları ve bu nedenle anne-babanın sıklıkla uyandırılması gibi durumlara rastlanılır. Uyku ihtiyacı düzenlenmediği takdirde evde yaşanacak huzursuzluk çocuğu olumsuz yönde etkileyebilir ve birtakım ilişkisel sorunlarla da süreci daha zorlu bir hale getirebilir. Uyku gereksinimi çocuğun yaşına göre değişmektedir. Özellikle ilkokul öncesi çocuklarda uykunun önemi daha da fazladır. 3-5 yaşında bir çocuk için 13-14 saat iken, 6-8 yaşındaki bir çocuk için 10-12 saattir.
Öneriler
• Uyku eğitimi için doğru zaman geldiğinde öncelikli olarak aşamalı bir geçiş süreci oluşturmak çok önemlidir.
• Bu süreçte ilk olarak çocuğa anlayacağı dilde yapılacak olan değişikliği açıklamak, ihtiyaç duyarsa ilk günler yanında uzanmak, ardından odada ama yanına yatmadan uykuya dalana kadar beklemek, kısa aralıklarla odadan çıkıp geri gelmek, uyanıp yanınıza geldiğinde tekrar odasına beraber gidip, uykuya kendi odasında ve yatağında geçmesine yardımcı olmak ve ona uyuyana kadar yanında kalacağınızı, uyuduktan sonra kendi yatağınıza gideceğinizi söylemeniz gerekir. Çocuğunuza ben hep buradayım diyerek avutmak güvenini sarsacaktır.
• Çocuklar için uyku eğitimine başlandığı süreçte anne ve babanın, çocuğa karşı tutarlı olmaları faydalı olacaktır. Uyku saatleri konusunda kararlı olmalı ve çocuklara uygun sınırlar çizilmelidir. Belirlenen uyku saatlerinin dışına çıkılmamalıdır. Sabah belirlenen saatte çocuk uyanmıyorsa, gün içerisindeki düzeninin bozulmaması için, çocuk o saatte uyandırılmalıdır.
• Uykudan önce sakin ve aile ile beraberce zaman geçirilebilecek etkinlikler, uyku törenleri (masal anlatmak, ninni söylemek gibi) düzenlenmesi yapmak çocuğunuzu rahatlatacak ve uykuya geçişini kolaylaştıracaktır.
• Uykuya giderken yapılacak rutin davranışlar oluşturmak hem sorumluluk bilincini ve öz bakım becerilerini geliştirecek hem de uykuya geçişi kolaylaştıracaktır. Süt içme, tuvalete gitme, dişleri fırçalama, pijamaları giyme, anneye-babaya iyi geceler dileme, kendi odasında ve kendi yatağında yatma, sabah kendi yatağında uyanma gibi.
• Çocuğun yatağa aç olarak yatırılmaması, hafif ve onu tok tutacak yiyecek veya içecek verilmesi ve çocuğun gece uyarıcı özelliği olan besinlerden uzak tutulması (çikolata vs.) da uykuya geçiş için oldukça önemli etkenlerdir.
• Odasının çok karanlık olmaması, ortamın nem ve ısının yeterli olması ve odanın havalandırılması, çocuğun direkt güneş ışığı altında ya da ısıtıcı yanında uyutulmaması gerekmektedir.
• Çocuklarınızın sizin hiç düşünmediğiniz hayali şeylerden korkabileceğini unutmamanız gerekir. Filmde ya da masalda geçen bir kahraman sizin için herhangi bir önem taşımazken onun uyumasını engelleyebilecek kadar korkutucu olabilir. Bu durumlar karşısında çocuğunuzun korkularıyla alay etmeden somut ve net açıklamalar yapmak ve onları sakin ses tonunuzla ve sevginizle rahatlatabilmek, güvende olduğunu hissettirmek önemli olacaktır.
• Gece terörü” olarak da bilinen çocuğun çığlık atarak uyanması durumuyla karşılaşılan durumlar ebeveynler için oldukça zorlayıcıdır. Ancak bu anlarda çocuğu uyandırmaya veya konuşturmaya çalışmak doğru değildir. Uyandığında bir şey hatırlamaz. Kaygılı ve korkulu çocuklarda bu durumun görülme sıklığı artabilir. Ebeveyn öncelikle sakin bir tutum sergilemelidir, çocuğa güvende olduğu hissettirilmelidir. Çocuğun bu durumu psikolojik bir durumdan ötürü yaşadığı unutulmamalıdır. Endişe yaratacak bir tavırda bulunulmaması ve uzman desteğine başvurulması faydalı olacaktır.
Mini Kulüp Çocuk Evi Psikolojik Danışmanları